540
Panik Atak aniden başlayan ve hızla artan; genellikle kişinin öleceği, felç geçireceği, kontrolünü kaybedeceği gibi düşüncelerinin eşlik ettiği yoğun endişe ataklarıdır. Yoğun şiddetli endişe ile birlikte kalp atışlarında hızlanma (çarpıntı), titreme, terleme, nefes almada zorluk, bulantı, baş dönmesi, sersemlik hali, elde veya ayakta uyuşma, karıncalanma hissi, üşüme gibi belirtiler görülür. Genellikle tüm belirtiler 10'uncu dakikada en şiddetli noktaya ulaşır ve yaklaşık yarım saat içinde sona erer. Atak sonrasında yorgunluk ve sersemlik hissi devam edebilir.
Panik Bozukluk rahatsızlığında ise beklenmeyen, tekrarlayan panik ataklar ve kişinin yeniden atak geçireceği endişesi yoğun olarak gözlenir. Kişi bu yoğun endişe yüzünden yaşamsal işlevlerini yerine getiremeyecek duruma gelir; yalnızken atak geçirme endişesiyle tek başına evde kalmak istemez, ’dışarıda atak geçirebilirim' diye dışarı çıkamaz veya kalabalığa giremez.
İnsanların %22-25’i, yani her 4 kişiden 1’i, hayatı boyunca bir kez panik atak geçirmektedir. Ancak tekrarlayan panik ataklar ve panik atak yaşayacağı endişesi ile karakterize olan Panik Bozukluk görülme oranı yaklaşık %2-5’tir. Yani 20 kişiden sadece 1’i Panik Bozukluk tanısı alır. Bunun anlamı da bir kez panik atak geçirmek, Panik Bozukluk gelişeceğini göstermemektedir. Belirtilerin zararlı olarak değerlendirilmesi, belirtilere karşı duyarlılaşma ve bunların sonucu kaçınmaların ortaya çıkarak ilerlemesi Panik Bozukluk gelişmesine neden olur.
Hem ilaç hem de psikoterapi ile tedavi başarısı çok yüksek olan bu hastalık, tedavisiz kalması halindeyse intihara kadar varabilen çok ciddi sonuçlara yol açmaktadır.